Sanayinin çilekeş duayenleri
Sanayimizin ‘görünmeyen’ duayenlerinin geçmişten geleceğe çilekeş köprüler kuran ilginç hikâyeleri. Nostalji ve nasihat dolu bir tutam serencam…

1930’lu, 40’lı yıllar. Eskilerin deyimiyle ‘yokluk’ dönemleri. İkinci Dünya Savaşı’nın dünyayı kasıp kavurduğu, savaş yorgunu bir yüzyılın en karanlık dilimi. Avrupa’da kıyamet provalarının yapıldığı böyle bir zamanda, İstiklal Harbi’nden zaferle çıkan genç cumhuriyet bir yandan yeniden yapılanma süreci yaşarken, diğer yandan kendini yeni savaşlardan korumanın mücadelesini vermektedir. Ülke, İkinci Dünya Savaşı’nın dışında kalmıştır kalmasına; ama bunun bir bedeli de olacaktır elbette. Dış dünyadaki yokluk ve kıtlık, buna karşılık sınırları korumak için yapılan harcamalar, içeride büyük bir yıkım getirmiştir. Aksiyon işte bu dosyada, bahsettiğimiz sancılı dönemi iliklerine kadar yaşadığı hâlde ayakları üzerinde durmayı başarabilen, bununla da yetinmeyip üreterek sanayileşen ve ülkenin bugün 100 milyar doları aşan ihracatının temellerini atan girişimcilerin hikâyesini ele alıyor. Yokluk döneminde girişimci olmanın ne demek olduğunu onlar çok iyi biliyor. Ve onların öykülerinden yeni nesil işadamlarının öğreneceği çok şey var. O dönemin tanıkları bu dosyadakilerden ibaret değil elbette! Burada daha çok, medya gündemine fazla gelmemiş, hayatları kitaplara konu olmamış işadamlarını ele almayı tercih ettik.
Yazının tamamını okuyun (read more) »

Yorum (comment) (1)